Dijital dünya tüketicilere neredeyse sınırsız seçenek sunuyor. Fiziksel mağazalar müşterilerin büyük çoğunluğu tarafından tercih edilmeye devam etmelerine rağmen çekiciliklerini giderek kaybediyorlar. Buradaki müşteri kaybı ile yapılan araştırmalar incelendiğinde; çekiciliği kaybetmenin temel nedeni fiziksel mağazaların müşteri taleplerini çevrim içi mağazalar kadar iyi karşılayamaması olarak görünüyor.
Çözüm, perakendecilerin müşteri deneyimini arttırmak için verileri, aygıtları, insanları ve süreçleri birbirine bağlamayan bilişsel sistemleri (https://en.wikipedia.org/wiki/Cognitive_computing ) kullanmaları olabilir.
Bilişsel bilişim (Cognitive computing) müşteriler ve paydaşlarla önceden gerçekleşmiş etkileşimlerden öğrenir ve hem yapısal hem de yapısal olmayan verilerden yararlanarak algılama, öğrenme ve deneyim yoluyla anlamaya ve yorumlamaya çalışır.
Veri madenciliği ile başlayan iş zekâsı ile geçen birkaç yıla baktığımızda, perakendecilerin büyük çoğunluğu hem bilişsel bilişimin sektörde yıkıcı bir rol oynayacağına inanmakta hem de bu alana yatırım yapmaya hazır oldukları görülmektedir.
Yaşadığımız süreçte uygulamalar, botlar, e-posta, mesajlaşma gibi dijital teknolojiler perakendecilere müşterilerin ne istediğini tam olarak anlamalarında yardımcı olmakla kalmıyor ayrıca daha ileri analiz için gerekli verileri toplamalarına da imkan veriyor. Bu şekilde satın alma geçmişi gibi yapısal veriler yanında çağrı merkezi aramaları gibi yapısal olmayan verilerdeki düzenler tespit edilebilmekte ve işler müşteri taleplerine uygun şekilde düzenlenebilmektedir.
Bu nokta sorulması gereken soru elde edilen dağıtık ve yapısal veriler bilişsel bilişimin bileşenlerinden (Artificial Intelligence, machine learning, automated reasoning, natural language processing vb.) yararlanılarak hem müşteri deneyimine hem de satış attırıcı unsulara dönüşüp dönüşmediğidir. Eğer bu dönüşümü sağlayarak, inovatif hamleler atabiliyorsanız hem fiziksel mağazada hem de çevirim içi mağazalarda başarı kaçınılmaz oluyor.