İnsanları ve Nesneleri Birbirine Bağlamak!

İnsan organlarının çıktısını alabildiğiniz BioPrinter, kopyala yapıştır gen transferi CrisPR, Transkraniyal direkt akım stimülasyonu TDS ve karşınızda “BioHacking” Bu konularda öğrendiklerimi, haberdar olduğum gelişmeleri anlatmak için sabırsızlanıyorum ancak bu konuların detaylarına başka makalelerde değineceğiz. Şimdi bu konuların yakın zamanda konuşulduğu bir konferansa götüreceğim sizi…

Kalp atışlarımı hızlandıran BioHacking konusundaki çalışmalar giderek somutlaşmaya, hatta hayatımızda yer almaya başladı diyebiliriz. Özellikle RFID NFC implantasyonu tarafında yapılan çalışmalar ise tahminimizden çok daha hızlı hayatımızda hızlıca yer almaya başlayacağa benziyor.

Hiç bir şey anlamadınız değil mi? Yukarıda anlattığım ve belki bir çoğunu anlamadığınız, size çok teknik duran kavramların tamamı IoT (nesnelerin interneti) olarak biliyoruz zaten…

Görünen o ki önümüzdeki yıllarda bu kavramları çok duyacağız ve konuşacağız. Çünkü artık sadece proje değil, bir çoğu var olan yenilikler.

Geçtiğimiz günlerde Swedish Bio-Makers Conference 2016’yı izleyip, gelişmeleri sizler için genel olarak analiz ettim.

İsveçli biyolojik inovasyon şirketi BioNyfiken sunumunu izlerken gelinen nokta ortadaydı. IoT (nesnelerin interneti) büyük bir adım daha atılmıştı. İlk olarak oldukça büyük halde insana implant edilen “çip” circadia 1.0, yapılan geliştirmelerle pirinç tanesi büyüklüğünde uygulanıyor.

Bodyhack – Circadia — Bionyfiken

Yani bileğinize implant edilen pirinç tanesi büyüklüğünde NFC çipler ile; tüm kişisel bilgileriniz, alışkanlıklarınız, finansal bilgileriniz hatta evinizin kapı anahtarına kadar tüm bilgiler diğer nesneler ile iletişime geçiyor, fiziksel şifreleme yöntemi ile veri transferi yapabiliyor.

Örnek verecek olursak; yeni tanıştığınız birinin telefonuna, sadece tokalaşarak tüm iletişim bilgilerinizi mesaj olarak gönderebiliyorsunuz.

Çipleri kişisel kimlik etiketi olarak kullanılıp, bir arabanın şoförünün tanımlanmasını veya uygun donanıma sahip bir otomobilin bu çiplerden sürücünün kim olduğunu anlayacak duruma gelmesini sağlayabiliyorsunuz.

Hatta bir adım ileriye giderek bir arabanın ayarlarını sürücüye uygun hale getirilmesini, ya da alış veriş sonrası bir anda “bitcoin” transferi yapılmasına kadar ileri noktaları düşünebilirsiniz .

Kişisel bilgilerin transfer edilmesi ve diğer bir cihaz ile etkileşime geçilmesi konusunda günlük hayatımızı değiştirecek gelişmelere binlerce örnek verebiliriz.

Swedish Bio-Makers Conference 2016

Kısaca; IoT akıl almaz hızla giderek yükseliyor. Hemen her gün önemli bir konu daha nesnelerin internetine katılıyor ve dönüşüyor.

Her dönüşüm bir aygıtın, diğer bir aygıtla iletişimini sağlayarak ortaya başka bir aksiyon çıkarıyor.

Olaya daha geniş bakacak olursak bu sistemler sayesinde; milyarlarca hatta trilyonlarca nesne ve insan birbiriyle haberleşebilecek.

2012’de 20 milyar dolar olan IoT harcamalarının 2020’ye kadar 500 milyar dolara ulaşması ve dünya ekonomisine 14 trilyon dolardan fazla katkı yapması bekleniyor.

Bu konudaki çalışmalara halihazırda başlamış bazı öncü şirketler var. Ancak bir çoğu, konunun önemini henüz tam olarak kavrayamayan bürokrasi ve yasal engellemeler nedeniyle henüz harekete geçmemiş durumda.

IoT’nin potansiyeli göründüğünden çok daha fazla. 2014’te yaklaşık 3,9 milyar olan internete bağlı akıllı aygıt sayısının 2020’ye kadar 25 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Cisco’nun yaptığı tahmine göre; dünyada şu anda 1,5 trilyon civarında olan bağlanabilir cihazların, yaklaşık %99,5’i çevrimdışı durumda. Üretim hattından çıkan hemen her şeye bir çip takılacağı günlerin fazla uzak olmadığı bu dönemde, dünyadaki çip üreticileri kendilerini pazarda daha iyi konumlandırmak için birleşiyor veya diğer şirketleri satın alıyor.

Avago’nun ABD’li Broadcom’u 37 milyar dolara satın alma atağı bu yöndeki hareketi açıkça gösteriyor. Yazılım tarafında ise üzerinde son derece aktif şekilde çalışılan yapay zeka, makine öğrenimi gibi yaklaşımlar, akıllı sistemlerin tam potansiyelinden yararlanılmasına imkan sağlıyor ve sağlamaya devam edecek.

Dijital dönüşüm her yerde!

Artık kurumları dijital doğan şirketler ve dijital dönüşümle dijitalleşen şirketler olarak ikiye ayırıyorum. Bir kaç senelik mazisi olan firmalar köklü şirketleri satın alıyor, pazar liderleri pastalarını büyük ölçüde kaybediyor.

Yeni oyuncular pazarda çok daha hızlı ilerliyor. Tüm bu gelişmelere baktığımızda hangi sektörde olursak olalım, nesnelerin interneti ile büyük fırsatlar bizleri bekliyor. Bağlanmakta geç kalmayın.